Kadın kuaförlerinde kadına yönelik şiddet hikayeleri: Dünyanın çivisi çıktı
Evrim Denizi
DİYARBAKIR – Kuaförler kadınlar için adeta bir terapi alanıdır. Tek bir işlem için bile gitseniz sıra beklerken çeşitli hikayeler dinleyerek başkalarının hayatına misafir oluyorsunuz. Diyarbakır’ın her mahallesinde en az iki tane bulunan kadın kuaförlerinde hiç ummadığınız anda tanımadığınız bir kadının hikayesini dinleyebilirsiniz. Bazen saçlarına fön çekmişken kocasıyla tanışan bir hanımefendinin hikâyesinde bulursun kendini, bazen de kaşlarını çattırdığında “görümcem” ya da “kayınvalidem” dedikodusunun içinde bulursun kendini. kanun”.
Bu salonlarda özel hayat diğer mekanlara göre daha kolay anlatılmaktadır. Çünkü üzerinde adı “kadın kuaförü” yazıyor. Yani bu salonlar kadınların yeridir.
Ancak son dönemlerde Türkiye’de ve Diyarbakır’da artan kadına yönelik şiddet, kadınların en çok konuştuğu konulardan biri gibi görünüyor.
Saçını kestirmek için gittiğimiz bir kuaförde kalabalık olduğunu görmek bizi biraz üzüyor. Hava çok sıcak ve ağda odası dışında kuaförde klima yok. Ayrıca birçok kuaförün klimaları olsa bile elektrik faturalarından tasarruf etmek için klimaları açmadıklarını da belirtmek gerekir.
‘POLİSE GİTMEK ÇÖZÜM MÜ?’
Havin’in işlettiği kuaföre girdiğimizde genç bir bayan nasıl bir işlem yapacağımızı soruyor. İşe yeni başlamış olmalıydı. Havin birçok genç bayanı kuaför olarak eğitiyor. Bekleme koltuğuna geçip oturuyoruz. Önümüzde üç süreç var. İçeride bekleyenler, Havin’in saçını boyattığı 20’li yaşlarında bir kadını dinliyor. Bayan yeni evli ama kocasıyla birlikte kayınvalidesinin evinde yaşıyor. Yeni bir ev alacak paraları yok. Bunları anlatırken ‘Diyarbakır’da zaten ev kalmadı’ diyor.
Yanımızda oturan 50’li yaşlarındaki Halime hanım bize dönerek ‘Bu da sorun olur mu?’ O sorar. Bana evli olup olmadığımı da soruyor, o. Evli olmadığımı öğrenince ‘Evlenme kızım’ diyor. “Bakın bizim apartmana genç bir çift taşınmış. Kız her gün dayak yiyor. O da küçük bir kız. Onu evlendirmişler, çile çekiyor.”
Havin çalışırken Halime’yi dinler. Halime’ye polise gidip gitmediklerini sorar. Kayınvalidesi ile yaşamaktan şikayetçi olan kadın, Havin’e şu cevabı verir: “Ya giderse, polise gitmek tahlil olur mu?”
HİKAYELER HEP AYNI
Halime Hanım, kadının defalarca polisi aradığını anlatır. Genç kadının birkaç kez bağırmasına bile dayanamayıp polisi aramış: “Polis yine geldi, kızın kocasını götürüyorlar. Ertesi gün adam gelip el sallıyor. Eve geliyor, sinirden tekrar dövüyor” diyen genç kadının yaşadıklarını anlatıyor.
Halime Hanım kendi evlilik hikayesini de anlatıyor. Acıyarak konuştuğu komşusu genç kadından farklı bir hayatı olmadığını öğreniyoruz. 15 yaşında, o zamanlar 30 yaşında olan kocasıyla evlendi. Ayrıca “komplo karşılığında” evlendiğini söylüyor. Yıllarca şiddete maruz kalmış, hatta bazen aylarca evden çıkamamıştı. Ta ki kocası hastalanıp kanayana ve çocukları büyüyüp annelerini savunana kadar. Halime bunları anlatırken gözleri doluyor. Kuaförde çalışan genç bir bayan ona su getirir.
LEYLA ÇOCUKLUK ARKADAŞI İÇİN DEĞERLENDİRME İSTİYOR
Havin, “Söylerken bile dayanamıyorsun Halime abla o küçük kız bu şiddete nasıl dayansın? Polis bir şey yapmıyorsa kadın kurumlarına haber verelim” dedi.
O ana kadar konuşulanları sadece dinleyen 17 yaşındaki çalışan da konuştu. “Abla,” diyor Havin’e, “Kadın örgütleri de bize yardımcı olabilir mi?”
Havin, ‘Leyla mı?’ diyor genç kadına. “Neden Leyla? Ne oldu?” merak ve endişeyle soruyor. Leyla değil çocukluk arkadaşı Ayşe ağabeyi tarafından şiddet görmüş ve üniversiteye gitmesine izin verilmemiştir. Leyla, Ayşe’nin intihar edeceğinden korkmaktadır. Leyla, çocukluk arkadaşını korumak ve kollamak ister. Leyla, çocukluk arkadaşı için bir tahlil yolu aramaktadır.
‘AYŞE BİR KEZ İNTİHAR ETTİ, BİR DAHA İNTİHAR ETME’
Hepimiz Leyla’yı dinlerken kursiyerlerden biri “Ağda odası hazır, sıra kimde?” diye soruyor. Halime Hanım, “Sıra bende ama acelem yok, başkası geçsin” der.
Sırada bekleyen kadınlardan biri içeri geçer. Hepimiz yine 17 yaşındaki Leyla’ya dönüyoruz. Leyla, arkadaşının bir kez intihar ettiğini ancak kurtulduğunu anlatır. Ayşe’nin ailesi, ağabeyi hakkında soruşturma açılır korkusuyla Ayşe’yi hastaneye götürmedi.
Havin, saçını boyadığı bayana “Başını eğme” derken Leyla’ya “Polise gittin mi?” O sorar. Arkadaşının çok korktuğunu ve polisi arasa da korunamayacağını bildiğini söyleyen Leyla, “Her gün kadın cinayetlerini duyuyoruz Havin abla kime gideceğiz, kimden yardım isteyeceğiz. gibi sorular sormayın. Bilmiyoruz, çok çaresiziz.”
Leyla’nın sözlerini dinleyen Halime Hanım, “Dünyanın çivisi çıkmış” diyerek ağda odasına gider.
7 AYDA 174 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Başka müşteriler de gelir, ancak Havin duyduğu hikayelerden çok etkilenmiş olmalı ki, ‘Sıra yok’ diyerek hepsini geri gönderir.
Kuaförde sessizlik hakimdir. İşini bitirenler ‘üzülmeyin’ der ve kuaförden çıkarlar.
Ağda odasından çıkıp hesabını ödeyen Halime, Leyla’nın başından öper ve “Geçer kızım merak etme” diyerek vedalaşır.
Leyla’nın “Her gün kadın cinayetlerini duyuyoruz” cümlesini düşünürken aklımıza geçtiğimiz haftalarda yayınlanan bir haber geldi. O rapora göre erkekler 2023’ün ilk 7 ayında en az 174 kadını öldürmüştü.
‘PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?’
Bir süre sonra kuaförde sadece bir müşteri daha kalır. İçerisi oldukça sessizleşiyor. Kaş ve bıyık aldırmaya gelen bayana bir stajyer bakar. Havin beni saçımı kesmeye çağırıyor. Sonunda zamanı geldi.
Kanepeye oturduktan sonra aynadan bana bakan Havin, “Ne düşünüyorsun?” dedi. O sorar. “Bilmiyorum abla” diyorum. Sonra duyduklarımızın yükü bana kalır, bu sefer sorarım, “Hep böyle hikayeler mi dinlersin?” söyleyerek.
“Başka neler var?” Havin yanıt verir. “Şahit olduğum şey. Kadınlar komşularına yabancı, kendilerine yabancı. Buraya geldiklerinde rahatlıyorlar çünkü imanları var, konuşmaya ihtiyaçları var. Eskiden belediye bizimken, kayyumlar atanmamışken, kadınlar bir analiz yolu bulabilirdi ama artık yolu yok.”
Havin, kayyumlar atanmadan önce belediyelerde kadın ve kadın kurumlarının daha uygun bir şekilde organize edildiğini anlatıyor. Şiddetle mücadele eden kadın kurumları, şiddete uğrayan kadınlara güç vermiş ve izleyecekleri yolun temelini oluşturmuştur. Havin, kuaförlerin de bu konuda organize bir bilince sahip olduğunu söylüyor. Küçük yaşta zorla evlendirilen çocukları ve şiddet gören kadınları ikna ederek dayanışma ve analiz için kadın kurumlarına yönlendirdiklerini anlatıyor.
“Polise gitsek de tek başımıza gitmezdik, arkamızda örgütlü bir güç vardı. Peki ya şimdi?” ve bana kızıyor, “Saçlarına daha iyi bak…”